Trafik kurallarına uymak bir zorunluluktur. Trafiğe çıkan her sürücü, bu kurallara uymayı bir ilke olarak kabul etmelidir. Hepimiz kuralsızlığın kargaşaya yol açtığını biliriz. Ancak, trafikte kuralsızlık kazaları, yaralanma ve ölümleri beraberinde getirir.
«Kuralları bilmek, hata yapmamak ve aynı zamanda karşındakinin yaptığı hatayı giderebiliyorsanız, o zaman iyi sürücü olursun.”
Aşağıda; “iyi bir sürücünün” sahip olması gereken kimi özellikler ve durumlar ele alınacaktır.
Sürücü belgenizi aldınız. Artık trafiğe çıkmaya hazırsınız. O halde, “karayolu”nun trafik için kamunun yararlanmasına açık olan arazi şeridi, köprüler ve alanlar olduğunu lütfen unutmayalım.
Trafiğe çıkmak ciddi bir karardır. Sürücü belgesi almış olmak bunun ilk koşulu olsa da, deneyimsizlikler trafiği aksatmamalıdır. Bu nedenle deneyimsiz sürücüler, trafiğin az olduğu saatleri ve güzergahları seçmelidirler.
Trafik kurallarına uymak bir zorunluluktur. trafiğe çıkan her sürücü, bu kurallara uymayı bir ilke olarak kabul etmelidir. Hepimiz kuralsızlığın kargaşaya yol açtığını biliriz. Ancak, trafikte kuralsızlık, kazaları, en kötüsü de yaralanma ve ölümleri beraberinde getirir.
Öyleyse ne yapmalıyız?
Sürücü koltuğuna oturduğumuz andan itibaren kafamızdaki her şeyi atmalı ve dikkatimizi sadece yola vermeyi bir alışkanlık haline getirmeliyiz.
Lütfen dikkat! Yola zamanında çıkmamışsak, zamanında varmaya çalışmayalım. Telaş kazayı davet eder. Telaş yerine sakinliği, sinirlenme yerine ise hoşgörülü olmayı sağlamalıyız.
Trafiğe çıkardığınız araç bakımlı olmalı. Düzenli bakımı yapılmamış bir araçla trafiğe çıkmak, hem kendimiz hem de diğer insanlar için tehlike oluşturacaktır.
Yine araçta bulundurulması gerekli olan malzemelerin tam olmasına özen gösterilmelidir.
Bu malzemeler, yalnızca bulundurulması zorunlu olduğu için değil, gerçekten gerekli oldukları bilinciyle araca konmalıdır.
Malzemeler zaman zaman kontrol edilmelidir. Gerekiyorsa yenileriyle değiştirilmelidir. Yangın söndürme cihazı ise 3 ayda bir kontrol ettirilmelidir.
Ve lütfen yangın söndürme cihazını sürücü koltuğunun yanına kolay erişilebilir bir yere koyalım. Unutmayalım ki, yangın söndürücü bir aksesuar değil, tehlike anında bir cankurtarandır. O nedenle yalnızca standartlara uygun yangın söndürücü satın alalım.
Emniyet Kemeri:
Emniyet kemerini takmak zorundayız. Çarpma anında araçtan fırlamamızı veya ölümcül yara almamızı engelleyecek tek şey emniyet kemerdir.
Çarpma sonucu araçtan fırlamışsanız, hep denildiği gibi “emniyet kemeri sıkıyor beni” sözünü belki bir kez daha söyleme şansına sahip olamayacaksınız. Lütfen unutmayınız: “Emniyet kemerleri, tekerlekli sandalyeler kadar sıkıcı ve bağlayıcı değildir.
Araç suya gömüldüğünde ya da araçta yangın çıktığında emniyet kemeri bağlı ise ölüm riskinin arttığı kanısı vardır. Oysa, emniyet kemeri takılmadığında çarpma sonucu genelde bilinç kaybı oluşur ve kazazede bu nedenle dışarıya çıkamaz. Kemer takıldığında, başın alacağı darbe azalacağı için, bilinç kaybı oranı azalacaktır. Dolayısıyla bilinci yerinde kazazede, ister su altında olsun, isterse yangın tehlikesi olan araçta, emniyet kemerini açarak dışarı çıkabilecektir.
İki küçük uyarı daha:
Emniyet kemeri ne çok sıkı ne de gevşek olmalı. Kısa mesafelerde bile takılmalı. Ya karşıdan gelenler sizin gibi dikkatli değilse?
Koltuk başları sizce aksesuar mı?
Çarpmalarda yaralanma ve ölüm nedenleri arasında oldukça önemli yer tutan bir öge de “ikinci darbe” denilen, başın hızla arkaya kaymasıdır. İşte boyun kırılmalarıyla gelebilecek felç ya da ölümleri koltuk başları önler. Tabii emniyet kemeri takılmak kaydıyla…
Lütfen onları aksesuar olarak görmeyelim.
Sevgili sürücümüz, sürücü eğitiminden geçtiniz. Saatte 50 km hızla giden bir aracın kaç metrede durabileceğini ya da kavşaklarda ilk geçiş hakkını biliyorsunuz; peki ya çocuklar?…
Çocuklara ilişkin her şeyi biliyor muyuz? Çocuk bir şeye yoğunlaşmışsa, diğer tüm nesneler önemini yitirir.
Kaçan bir top, ona hızla akan trafiği unutturabilir. Çocuk bir şeyi görüyorsa, gördüğü şey tarafından da görüldüğünü düşünür. Bir aracın ya da minik bir çalının ardından aracınızı görüyorsa, sizin de onu gördüğünüzü sanır. Ayrıca çocuk, otomobillerin farlarını göz yerine koyarak, araçların çevreyi gördüğüne inanır. Ağzı, gözü olan araçların yer aldığı çocuk resimlerini bir hatırlayın isterseniz!
Çocukların görüş açısı, kafalarının anatomik yapısı nedeniyle yetişkinlerden daha dardır. Yani size oranla daha dar bir alanı görebilir..”
Koşan bir köpeğin tüy, kuyruk ve kulaklarına bakarak, hareketini ve hızını algılayabilen çocuk, karşıdan üzerine gelen aracın hareketini ve hızını algılayamaz. Çocukların dikkatleri çok daha çabuk dağılır. Önceden sizi görmüş olmasına karşın, ani bir gelişme, başka bir şeye yoğunlaşmasına yol açabilir ve yaklaşan tehlikeyi unutabilir.
Çocukları korna ile uyarmaya kalkışmayınız. Bu dikkatlerini dağıtabileceği gibi, paniğe kapılmalarına da yol açabilir.
Öyleyse ne yapmalı?
Lütfen yerleşim birimlerinden geçerken, okul ve yaya geçitlerine yaklaşırken hızınızı iyice azaltın ve çok daha dikkatli olun. Sürücülük yaşamınızda çok yararını göreceğiniz bir davranış kuralı daha: “Sağ ayağınızı frene basmak için değil, gazdan çekmek için kullanınız
Genelde öne oturmak isterler. Israrları sizi bıktırmasın. 10 yaşına kadar arkada oturmalarının yararlarını anlatın ve bu durumun yasal bir zorunluluk olduğundan söz edin. Bilgilendirirseniz ikna olacaklardır. Lütfen geleceğimiz ve her şeyimiz olan çocukları düşünelim.
Yayalar trafiğin en güçsüz öğeleridir. Bir yanda hızı yüz kilometreyi bulan ve ağırlığı 1 tona yaklaşan ağırlıktaki metal kütleler, diğer yanda, saatteki hızı 5 kilometreyi bulmayan, ortalama 70 kilogram ağırlığındaki et ve kemikten oluşmuş yaşayan organizmalar…
Öyleyse lütfen yayalara karşı biraz daha dikkat!…Özellikle de çocuklara…Yaya ve okul geçitlerine yaklaşırken hızımızı azaltalım. Ve daha da dikkatli olalım.
Alkollü araç kullanmak tehlikeli ve yasaktır. Pek çok kazanın nedeni olan alkol: Alkol miktarı arttığında, kandaki oksijen azalır ve beyin yeterince oksijen alamadığı için fonksiyonlarını kaybetmeye başlar. Denge, görme, işitme fonksiyonlarında zayıflama olur. Yorgunluk, dikkat azalması, hafıza kaybı, intikal eksikliği, uyuşukluk, uyuklama, tepkisizlik, karar yanlışlığı oluşur. Uyarıcı etkileri de vardır alkolün. Korku azalır, kendine güven artar. Aşırı hız isteği artabilir. Lütfen alkollü araç kullanmayalım.
Özel araçta sigara içmenin yasak olduğuyla ilgili mevzuat 24 Mayıs 2013 tarihinde gerçekleştirilen değişikliklerle birlikte yürürlüğe girmiş ve kanunlaşmıştır.
Bakım kadar periyodik temizlik de önemlidir. Aracın Camları, farları, lambaları, aynaları düzenli olarak temizlenmeli çünkü kirli bir araç görüş durumumuzu da olumsuz etkiler.
Çevre konusunda duyarlı olmak gerekiyor. Aşırı yakıt tüketimine yol açabilecek her arıza vakit geçirmeden giderilmelidir. Egzoz gazı hem insanları hem de doğayı etkiler, en çok da yaşlıları ve bebekleri…
Araca gereğinden fazla yük yüklemek, aşırı hızla sürmek, gereksiz aksesuarlar takmak (aracın üstüne bagaj bağlayıp yük almak, fazladan dış aynalar takmak, süsleyici şeyler ilave etmek, öne ve arkaya tamponların altına yere kadar sarkan panel saclar takmak gibi), sıcak havalarda camları sonuna kadar açmak, lastik havalarını kontrol etmemek, gereksiz yere aracı çalışır durumda tutmak, hem yakıt tüketimini arttırır hem de havayı kirletir.
Gereksiz yere yapılan sert frenler, ani kalkışlar, hızlı dönüşler, hem lastikleri yıpratır hem de yakıt israfına yol açar. Ayrıca, yol yüzeyinde sürtünen lastiklerden kopan parçacıklar toprağı kirletir.
Araçların bakımı servis veya tamircilerde yapılmalıdır. Akaryakıt alırken, yağ değiştirirken, bakım ve onarım yaparken yere dökülen yakıt veya motor yağı toprağı kirletecektir. Ayrıca araç yıkarken de çevreyi kirletmemeye özen göstermeliyiz.
Yüksek sesle müzik dinlemeyelim. Diğer araçların uyarı için çalacakları korna sesini duymamıza engel olur hem de dikkatimiz dağılabilir. Kanal değiştirme işini araçtaki diğer yolculara bırakalım.
Arıca yüksek sesli müzik çevreyi rahatsız edebilir. Bunu unutmayalım.
Yakın ileriyi göremediğimiz kavşak, dönemeç ve tepe üstü gibi yerlere yaklaşırken, gelişimizi haber vermek için, gerektiğinde karayolunu kullananları uyarmak için, gündüz öndeki sürücüye geçme isteğimizi belirtmek için korna kullanılmalıdır. Bu durumlar dışında gereksiz yere kornaya basmak ya da gereğinden uzun basmak çevremizdekileri rahatsız edecektir. Geçiş üstünlüğüne sahip araçlarda bulundurulması gereken tipte korna ise takılamaz.
Korna ayarına da dikkat edilmelidir!
Yerleşim alanı dışında araç kullanmak, yerleşim alanı içinde araç kullanmaktan daha kolay gelebilir.
Ancak bu doğru bir düşünce değildir. Yerleşim alanı içinde yeterince deneyim kazandıktan sonra yerleşim alanı dışında araç kullanılmalıdır.
Uzun bir yolculuğa çıkmaya karar vermişseniz, lütfen aracınızı iyi bir bakımdan geçirin ve lastiklerinizin hava basınçlarını kontrol edin.
Unutmamamız gereken bir kural da, ticari amaçla yolcu ve yük taşıyan araç sürücülerinin karayolunda 24 saatlik bir süre içinde toplam olarak 9 saatten ve devamlı olarak 4,5 saatten fazla araç sürmeleri yasaktır. İlk 4.5 saat sonunda ise 30 dakika dinlenmek gerekir.
Bundan sonraki saatlerde yorgunluk hissi artacağı için sık sık molalar vermekte yarar vardır. Özel araç sürücüleri için bir sınırlama olmamasına karşın, onların da 2-3 saatte bir mola vermesinde yarar vardır.
Mola yalnızca araç sürücüsü için değildir. Lütfen dayanıklılığımızı direksiyon başında sınamaya çalışmayalım.
Bu molalar, ısınmış lastiklerimiz için de gereklidir. Çünkü, araç hızla ve uzun kilometre yol aldığı sürece, lastik içindeki hava devamlı olarak hareket eder. Lastik gittikçe ısınır ve hava basıncı artar. Olası tehlikelerin önlenmesi için molalar şarttır.
Uykunuz gelirse, uygun bir yerde durup, yarım saat kadar uyuyun. Uyandıktan sonra, açık havada yapacağınız basit birkaç egzersiz çok yararlıdır.
Bu koşullarda yarım saatlik uykunuz, 2 saat daha araç kullanmanızı sağlayacaktır. Durduğunuz yerde koşullar uygunsa, 5-10 dakika toprak ya da çimde yatmanız, vücudunuzda biriken durağan elektriğin boşalmasını sağlayacaktır.
Molalar kesinlikle araç dışında geçirilmelidir. Verilen yemek aralarında ise hafif yiyecekler yemekte fayda vardır. Direksiyon başında ise bir şey yemek ya da içmek son derece sakıncalıdır.
Kış aylarının güç hava ve yol koşullarından çıkan araçların bakımı çok önemlidir. Bahar sonu-yaz başında alınması gereken önlemler şunlardır: Aracın alt bölümü toz ve çamurdan temizlenmelidir.
Soğutma ve yağlama sistemi kontrol edilmeli, gerekli değişiklikler yapılmalıdır. Soğutma sıvısındaki antifriz oranı kontrol edilmelidir. Klimalı araçlarda, klima gazı kontrol edilmelidir.
Fren hidroliği değiştirilmelidir. Lastiklerin hava ayarları yaz ölçülerinde yapılmalıdır. Gerekiyorsa lastik değişimleri yapılmalıdır. Araç uzun süre park edilecekse güneşlik, mümkünse tente kullanılmalıdır. Yazın araç kullanırken unutulmaması gereken bir kaç nokta: Camlarınızı açmak yerine havalandırmayı kullanınız. Açık camlar hem aracınızın dengesini bozacak, hem de yakıt tüketimini artıracaktır.
Kaliteli bir güneş gözlüğü yansımaları azaltacağı gibi, gözünüzün yorulmasını da önleyecektir.
Aşırı sıcak uykunuzu getirebilir. Bu nedenle molalara ve molada yediklerinize dikkat etmenizi öneririz.
Sonbaharın o güzelim günleri geride kaldı. Siz ve aracınız artık yağmur, kar, çamur, sis, rüzgar ve buzun etkisi altındasınız. Görüş mesafeniz eskiye oranla çok azaldı. Aracınızın bakım ve kontrolleri çok daha fazla önem kazandı. Bu kontrol ve önlemleri şöyle sıralayabiliriz:
Antifrizinizin donma derecesi ayarlanmalıdır.
Termostatın durumu kontrol edilmelidir.
Soğutma sisteminde kaçak olup olmadığı kontrol edilmelidir.
Kalorifer sistemi gözden geçirilmelidir.
Lastiklerin kontrolü ve hava ayarları yapılmalıdır. Kışın kullanacağınız lastiklerin diş derinliği en az 3 mm olmalıdır.
Akümülatör kontrol edilmelidir.
Işık sisteminin ayarları ve şiddetleri kontrol edilmelidir.
Fren sistemi gözden geçirilmelidir.
Aracın boyası gözden geçirilmelidir.
Silecekler ve su püskürtme sisteminin iyi durumda olması gerekir.
Araçta bulundurulması zorunlu olan araç ve gereçlere, patinaj zinciri ve çekme halatını eklemek gerekir.
Kış aylarında yollar kaygan ve görüş mesafesi az olduğu için hızın azaltılması gerekmektedir. Lastik değiştirmek için en uygun mevsim sonbahardır.
Islak ve kaygan yollarda hızınızı düşürün. Unutmayın ki durma mesafeniz yaz aylarına oranla daha uzundur.
Su birikintilerine olabildiğince tek taraflı girmemeye çalışın.
Yağışlı havalarda erken ve yumuşak fren yapın.
Karlı havalarda yola çıkmadan önce, aracınızın üzerinde biriken karı tümüyle temizleyin, yalnızca camları temizlemekle yetinmeyin.
Gerektiğinde zincir takın.
Buzlanan camları temizlemek için eritici spreyler kullanın.
Aracınızı çalıştırırken, radyatörün önüne koyacağınız bir karton ya da mukavva, aracınızın daha çabuk ısınmasını sağlayacaktır. İlk ısınmayı çok uzun tutmadan, düşük vitesle 1-2 km yol yapmak, aracınızı uygun ısıya getirecektir.
Jigle kullanma, aracın çalışmasını çabuklaştırır.
Küçük bir hatırlatma;
Kış aylarıyla birlikte, ayağımızı sıcak tutan bot ve çizmeler ne yazık ki, güvenli ve kolay sürüş için tehlike oluşturur. Kalın ve geniş tabanlı bot ve çizmeler, hem pedalları hissetmemizi engeller, hem de bileğimizin esnekliğini azalttığından, pedal hakimiyetini güçleştirir. Aracınızda bulunduracağınız yumuşak, ince tabanlı bir ayakkabı tüm bu sorunlara çözüm olacaktır.
Aracınıza binerken veya inerken yalnızca 1-2 dakika alacak bu değiştirme işlemi, sürüş güçlüğü ve güvensizliğini ortadan kaldıracaktır.
İŞARETLEME
Bir kaza klasiği: İşaretlememe ve yanlış işaretleme kaza nedenleri arasında arızalı aracın taşıt yolundan çıkartılmaması, işaretlenmemesi ya da yanlış işaretlenmesi önemli bir yer tutmaktadır.
Sürücülerin çoğu bir dönemeçten ya da tepe üstünden sonra ansızın karşılarına çıkan arızalı bir aracın yarattığı tehlikeyi yaşamışlardır.
Hiç bir işaret koymaksızın ya da taş dizerek, yola ilk yardım çantası, bidon, kriko ve benzeri şeyleri koyarak; üstüpü, eski lastik yakarak yanlış işaretleme yapan araç sahipleri, ne yazık ki ölümcül kazaların sorumlusu olmaktadırlar.
Ünlü ralli sürücüsü Renç Koçibey’in de işaretlenmemiş bir araca çarparak yaşamını yitirdiğini hatırlayalım ve lütfen kurallara uygun işaretleme yapalım.
Uygun işaretleme, aracın acil uyarı ışıklarını yakarak ve aracın önüne ve arkasına, uygun yerlere reflektör konularak yapılır. Reflektörün bir kenarı 45 cm uzunluğunda eşkenar üçgen biçiminde olması ve her kenarında 5 cm’lik yansıtıcı yüzey bulunması zorunludur. Ayrıca reflektörün, rüzgar nedeniyle devrilmeyecek yapıda ayaklarının olması da kurallardandır.
Görüşü kapalı, dönemeç ve tepe üstü gibi yerlerde reflektörün araçtan en az 30 metre uzağa ve diğer sürücüler tarafından en az 150 metreden görülebilecek biçimde yerleştirilmesi zorunludur.
Tehlikeli madde taşıyan araçların bozulup yolda kalması durumunda, kesinlikle kırmızı ışıkla işaretlenmesi ve başında beklenerek gözetim altında tutulması zorunludur.
Arka cam sürücülerin geriyi görebilmeleri içindir. Ne var ki, kimi sürücüler arka camın önünü geriyi göremeyecek tarzda kullanmaktadırlar. Camın önündeki bölmeye giyecek, çanta, fotoğraf makinesi, yiyecek ve içecek malzemeleri koydukları gibi gereksiz aksesuarlarla da doldurmaktadırlar. Arka cama çeşitli tip ve boylarda çıkartmalar yapıştırmaktadırlar. Oysa bunların tümü yasaktır. Ve bu yasaklar, trafiğin güvenli bir biçimde yürümesi için konulmaktadır.
Arka camın önündeki bölmeye konulan sert cisimler ciddi bir tehlike kaynağıdır. Bu cisimler sert bir frende, yolcuların başlarına bir mermi hızıyla çarparak ciddi yaralanma ve kazalara yol açabilmektedirler.
“Yalnızca kuralları bilmekle, hata yapmamakla iyi sürücü olmak mümkün değildir. Eğer siğer sürücülerin yaptığı hatayı farkedip ona göre hareket edebiliyorsan, o zaman iyi sürücü olabilirsin.
1960’lı yıllarda Ankara’da taksi sürücülüğü yapan bir bayana ait bu sözler. Ve bu sözler “savunucu sürücülük” kavramının temel bir ilkesini tanımlıyor: Trafik tüm ögelerinin kaçınılmaz bir uyum içinde olmasını gerektiriyor. Yani siz hata yapmayabilirsiniz, kurallara tümüyle uyabilirsiniz bir başkasının hatası ölümcül kazalara yol açabilir. ne yapmalı?
“Hakkınızdan vazgeçebilirsiniz; aklınızdan asla!…”İşte savunucu sürücülüğün en temel ilkesi: Hoşgörü.
Hata yapanları bağışlayabilirsiniz.
Sabır
Eğer gece yarısı boş bir yolda kırmızı ışıkta durduğunuz için size korna çalan, selektör yapan bir sürücü olursa, lütfen yeşil ışık yanana kadar hareket etmeyin ve ısrarla diğer sürücüye ışığı gösterin. sabırla trafik kurallarının herkesin can ve mal güvenliği için konduğunu vurgulayın.
İyi niyet
İki yönlü bir yolda karşıdan gelen ve sola dönmeye çalışan bir araca yaklaşıyorsunuz. Trafiği tehlikeye düşürmemek koşuluyla, ayağınızı gaz pedalından 1-2 saniye kaldırmakla ve yol verdiğinizi gösterecek bir işaretle, diğer sürücüye dönüş şansı verebilirsiniz. Böylece hem diğer sürücüyü bir sıkıntıdan kurtarırsınız, hem de trafiğin sıkışmasını önlemiş olursunuz. Sıkışık ve çok ağır akmakta olan bir trafik ortamında park yerinden trafiğe katılmaya çalışan bir sürücüye yol vermeniz, size bir şey kaybettirmez; diğer sürücünün riske girmesini engeller.
Yakın bir gelecekte yol verdiğiniz insanların, diğer sürücülere, kim bilir belki de size yol verdiğini görmek mutluluğunu da yaşayabilirsiniz.
Savunucu sürücü, trafiğin tüm öğelerini kollayan, koruyan ve potansiyel tehlikeleri göz önünde bulunduran sürücüdür. Dolayısıyla trafiğin öğelerinden biri olan karayolu ve elemanlarını da korur. Karayollarının yapım, bakım, onarım çalışmaları, gerekli trafik işaretlemelerinin yapılması milyonlarca liraya mal olmaktadır. Yapılan çalışmalar trafikteki güvenliğimiz içindir. Ancak, kötü kullanım nedeniyle yapılan harcamalar artmaktadır. Yol çizgileri üzerinde araç sürmek nedeniyle, çizgiler kısa sürede silinmektedir. Trafik işaret levhaları üzerine yazı yazmak, çizmek, şekillerini bozmak, yerlerini değiştirmek, hatta ortadan kaldırmak, önlerine görülmelerini engelleyecek şeyler koymak yasaklanmıştır.
Gideceğiniz yeri iyi biliyorsanız, kısa mesafeden ve fazla yakıt tüketmeden ve çevreyi daha çok kirletmeden oraya ulaşabilirsiniz.
Bir düşünün, gideceğiniz adresi sora sora bulmaya çalışmak, trafiği aksatacak, yanlış tarifler fazla yol katetmenize neden olacak, yakıt tüketiminizi arttıracaktır. Üstelik yorulacak ve sinirleneceksiniz. İşte bu nedenle gelin siz de bir şehir planı edinin. Yolda zaman kaybedeceğinize şehir planı üzerinde biraz zaman harcayın.
Belirli yollardan gitmek yolu tanımanızı ve olası tehlikeleri bilmenizi sağlar. Bir güzergahı seçerken trafik yoğunluğunun fazla olmamasına dikkat edin. Çünkü, yoğun trafik hem aracınızı hem de sizi yorar.
Yolculuk öncesi gidilecek yer karayolları haritasından saptanmalı. Böylece varmak istediğiniz yerin kaç kilometre olduğunu bilerek ve hangi yolları kullanacağınıza karar vererek ilerler hatta mola yerlerinizi bile önceden seçebilirsiniz.